Cuma, Ocak 09, 2009

Yorumsuz

Ayar


Orhan Pamuk'un yerinde olsam ve bu ayarı yesem 10 yıl elime kağıt kalem almam hatta bir hafta odama kapanır ağlarım, ekşisözlükten kopyalayıp yapıştırıyorum efendim, karşınızda İlber Ortaylı hoca;

nodel ödüllü yazarımız orhan pamuk'un bir kitabında kullandığı şu cümleyi:

"imam ikindi namazı saatinde caminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu."

şöyle yorumlamıştır:

"bir kere namazın saati olmaz, vakti olur. saat ayrı, vakit ayrı bir kavramdır. camilerde balkon yoktur, minarenin şerefesi vardır. ezanı da imam okumaz, müezzin okur, o da şerefeye çıkmaz, içeriden okur. bu örnekle de sabittir ki kişiler kendi içinden çıktıkları toplumu bilmeden bir şeyler yapmaya çalıştıklarında doğru şeyler yapmazlar, yapamazlar."

Pazartesi, Ocak 05, 2009

Entel Sarkozy Mi, Kabadayı Erdoğan Mı?



Rusya Gürcistan'a girdiğinde uçağına atlayıp Moskovaya uçtu, Putin'le özel olarak görüştü, görüşmeden çıktığında konuşulanları bütün çarpıcı noktalarıyla basına açıkladı, Rusya'yı bir şekilde harekatı durdurmaya ikna etti, Avrupa Birliği'ni imparatorluğa çevirmek ve başına geçmek için uğraşıyor, eşiyle el ele poz verebiliyor geziyor, yarı çıplak resimleri piyasayada dolaşabiliyor ve üzerine yapılan yorumları görmemezlikten gelebiliyor, gerektiğinde istediği kişiye sus payı verebiliyor ve verdiği kişi cevap veremiyor, egosu çok yüksek ülkesinde kendisine benzeyen voodoo bebeklerini toplatmak üzere harekete geçmiş durumda, ama bunu yaptığı anda ikinci bir bebek furyası olma olasılığı çok düşük, milliyetçi söylemleri kullanarak işbaşına geldi ama iktidara geldikten sonra bu söylemleri çarşafa sarıp kullanmayı çok iyi beceriyor, ön plana milliyetçiliğiyle gelmiyor, söylemleri bütün avrupayı etkiliyor. Ve bugün Sarkozy salırıyla ilgili görüşmek üzere İsraile gidiyor.






avrupadan destur alarak başbakan oldu, seçimden önce seçimden sonra aylarca yurtdışında turladı, Rusya Gürcistan'ı işgal ettiğinde Türk Basınından Rusya'ya çekil çağrısında bulundu (!), acilen Putin'i aradı (!), sonucu bilmiyoruz, zaten Başbakanımızın uğraşacak daha büyük sorunları vardı, Amerika'ya boğazdan geçiş hakkı vermek gibi, basınla sürekli kavgalı, aydın doğan'la ağız dalaşına girdi iki ay sonr ikisi de sus pus oldu, elin sidikli karikatürcüleriyle sürekli kavga halinde, başbakan olmasına rağmen bu soruna bir çözüm bulamıyor, oturup yaptığı konuşmalar bir kenara yazılsa o yazının ana düşüncesini kimse bulamaz, söyledikleri basın açıklamaları Türkiye sınırları içinde yankılanıyor. Halkı onu kabadayı yürüyüşü olduğu için çoook seviyor, hitabeti güçlü diye bayılıyor, ve bugün İsrail Gazze'yi yakıp yıkarken Türkiye başbakanından tepki bekliyor, televizyona çıkıp ulusuna seslenirken değil, uçağına atlayıp Tel Aviv'de bir tepki bekliyor, mahallenin kabadayısı değil, bırak dünyayı kendi bölgesinin kabadayısı olmasını bekliyor.